In an article with the headline:
Üç uzman görüşü: IŞİD görünümlü PYD operasyonu – Three expert views: a PYD operation appearing to be against Daesh
the opposition
Cumhuriyet newspaper asked three experts for their views on Turkey’s participation in the Jarablus operation.
Here are excerpts from the three views, with my translations:
Assistant Professor Dr. Behlül Özkan of Marmara University Faculty of Political Sciences Department of International Relations: Bu operasyon IŞİD’e karşı yapılmış gibi görülse de baktığımız zaman IŞİD’in orada çok cüzi miktarda bir askeri gücü kalmıştı. Bu bağlamda askeri olarak IŞİD’e karşı muazzam bir operasyon değil bu. IŞİD aslında o bölgede aylardır bulunuyor. Niye bu operasyon aylardır yapılmıyor da IŞİD’e karşı şimdi yapıldı diye sormak lazım. Bunun sebebi de PYD’nin Fırat’ın batısına geçmesi, Türkiye’yi Arap Ortadoğusu’ndan kopartacak Kürt koridorunu kurmaya 90 km kalması. Bu bağlamda da alarm zilleri çalmış olacak ki haftalar öncesinden Ankara’da, Suriye’deki Esad rejimi Rusya, İran ile mutabık kalınarak ABD’nin de onayını alınarak bu koridorun yürümesinin önüne geçilmesi için yapılmış bir operasyon. Bu operasyonun yapılabilmesi için Türkiye’nin Rusya ile ki Rusya Suriye’nin hava sahasını koruyan güç, mutlaka mutabık kalmış olması gerekiyor. Rusya ile mutabık kalınması, Esad rejimi ve İran ile de mutabık olunmasını akla getiriyor. ABD’nin mutlaka onayının olduğunu eklemek gerekiyor.
Even if this operation appears to have been conducted against Daesh, when you look into it, Daesh only had a miniscule military force left there. As such, this was not a stunning operation against Daesh in military terms. In fact, Daesh has been in that area for months. One has to ask why this operation had not been conducted for months only to be conducted against Daesh now. The reason for this is the PYD having crossed to the west of the Euphrates and its remaining 90 km. away from establishing a Kurdish corridor that will cut Turkey off from the Arab Middle East. This prospect must have set the alarm bells ringing in Ankara weeks earlier in that it was an operation conducted, agreement having been reached with the Assad regime in Syria, Russia and Iran and with the USA’s approval also having been obtained, to prevent this corridor from functioning. In order for this operation to have been conducted, Turkey must absolutely have brokered an agreement with Russia – with Russia being the force that protects Syrian air space. Brokering an agreement with Russia suggests that an agreement was also reached with the Assad regime and Iran. It must be added that there was certainly approval from the USA.
Associate Professor Dr. Ahmet Kasım Han, teaching staff member at Kadir Has University:Türkiye’nin Cerablus’a yönelik askeri harekâtını diplomatik olarak iyi hazırlanmış ve zamanlanmış buldum. ... Uzun vadede, Türkiye’nin ortaya çıkabilecek bir Kürt kemerinden olumsuz etkileneceğini düşünüyorsanız, bu riski bertaraf etmek için adım atması gerektiğini de kabul etmek durumundasınız.
I find Turkey’s military operation targeting Jarablus to be well prepared and well timed in diplomatic terms. ... If you consider that in the long term Turkey will be negatively affected by a prospective Kurdish belt, you must also accept that steps must be taken to eliminate this risk.
Journalist Hüsnü Mahalli:Çok ciddi bir operasyon olduğunu sanmıyorum. Cerablus çok böyle ahım şahım bir yer değil. IŞİD orada çok güçlü değil.
I do not think that it was a very serious operation. Jarablus is no big deal. Daesh is not very strong there.
...
Ben Kürt koridoru kavramına katılmıyorum. Mantıklı değil. Kürtlerin koridor kuracak nüfus ve güçleri yok. Koridor dedikleri Irak’tan Akdeniz’e kadar olan bölgedir. Türkiye - Suriye sınırıdır. PYD ve YPG’nin bu koridoru oluşturacak askeri gücü yok. Teknik ve fiziki olarak mümkün değildir. Türkiye buna izin vermez zaten.
Cerablus’a bağlı bölgede bu operasyonla bir şey planlanmış değil. Cerablus operasyonu yüzde yüz Rusya’nın onayıyla olmuştur. Yani Türkiye’yle Rusya demek ki Putin - Erdoğan buluşmasının ardından önemli adımlar atıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz değil, başka yabancı bir devlet değil, Suriye’nin geleceğine Suriye halkı karar verecektir” açıklaması çok önemlidir. Artık “Esad gitsin” diye kimse söylemiyor. Türkiye bundan sonraki diyalogların süreceğini de kabul etmiş oldu.
I don’t agree with this stuff about a Kurdish corridor. It is not logical. The Kurds lack the influence and strength to establish a corridor. What they are talking about in terms of a corridor is the area from Iraq to the Mediterranean. The Turkish-Syrian border. The PYD and YPG lack the military strength to establish this corridor. It is technically and physically impossible. Turkey will not permit this anyhow.
Nothing has been planned through this operation in the environs of Jarablus. The Jarablus operation has happened with Russia’s one hundred percent approval. That is, Turkey and Russia are taking important steps following the Putin – Erdoğan meeting. It is highly significant for President Erdoğan to have commented: “The Syrian people and not us, not another foreign country, will decide on Syria’s future.” Nobody is saying Assad must go any more. Turkey has also acquiesced to the continuation of the dialogue hereafter.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turk ... syonu.html